Temiz hava solumak günümüzde yalnızca bir ayrıcalık değil, aynı zamanda en temel insan haklarından biri kabul edilmektedir. Her yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, 10 kişiden 9’u hava kirliliği sebebiyle yaşamını erken yitirmektedir. Hem dış ortam kirliliği, hem de iç ortam hava kirliliğine maruz kalmanın yarattığı sağlık riski, dünya çapında başta gelen ölümcül sağlık riskleri arasında metabolik riskler, beslenmeye bağlı riskler ve sigara kullanımından sonra dördüncü sıradadır.
Dijital dönüşümün hızla arttığı günümüzde, hava kirliliği izleme ve yönetimi büyük bir önem kazanmıştır. Geleneksel hava kalitesi ölçüm araçları ve süreçleri ile veri toplamak, doğrulamak, işlemek ve harmanlamak hem zaman hem de maliyet kaybına neden olmaktadır. Bu araçların maliyeti ve büyüklüğü sebebiyle, ihtiyaç duyulan yerlerde doğru zamanlarda yeterli ölçüm yapılamamaktadır. Yeni nesil hava sensörleri ile bu işlemleri minimum evrakla, en kısa sürede ve en uygun maliyetle tamamlamak mümkündür.
2019 yılında kurulan airqoon, Antarktika’dan Türkiye’nin sıcak bölgelerinden biri olan Maraş’taki bir maden tesisi gibi çeşitli ortamlarda hava kalitesi izleme deneyimine sahiptir. Airqoon sensörleri, kentsel altyapının bir parçası olarak yoğun bir şekilde dağıtılarak, kirleticiler hakkında anlık ve yüksek hassasiyette bilgi sağlama yeteneği sunar.
Hava kalitesinin ölçümü kadar önemli olan şey, ölçülen verileri değere dönüştürmektir. Airqoon bulutunun kullanıcı dostu arayüzü, veri analitiği ve görselleştirme teknolojisi sayesinde kurumlar, kirlilik eğilimlerini daha yakından izleyebilmekte, riskleri önceden saptayabilmekte, karmaşık veri yığınlarını anlamlandırabilmekte ve hizmetlerini en üst düzeyde kişiselleştirebilmektedirler. Bu sayede, kamu ve özel sektör çevresel riskleri azaltmakta, stratejiler geliştirmekte ve vatandaş memnuniyetini artırabilmektedirler.