Kentsel dönüşüm, şehirlerin yaşam kalitesini artırmak, altyapıyı güçlendirmek ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için önemli bir araçtır. Ancak bu süreçlerde meydana gelen toz faaliyetleri, çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır.
Kentsel Dönüşüm Nedir?
Kentsel dönüşüm, şehirlerin yaşam kalitesini artırmak ve sürdürülebilir bir kalkınma sağlamak amacıyla yapılan planlı ve stratejik müdahalelerin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Kentsel dönüşüm zaman içinde farklı dönemlerdeki toplumsal, ekonomik ve çevresel koşullara göre önemli evrimler geçirmiştir. İlk zamanlarında genellikle fiziksel altyapının yenilenmesi, yüksek binaların inşası ve trafik yollarının genişletilmesi gibi somut hedeflerle tanımlanmış olan kentsel dönüşüm, günümüzde çok daha geniş bir perspektife sahiptir.
Günümüzde kentsel dönüşüm yalnızca fiziksel çevreyi iyileştirmekle kalmayıp aynı zamanda sosyal adalet, kültürel zenginlik ve çevresel sürdürülebilirlik gibi daha geniş kapsamlı hedefleri de içermektedir. Artık sadece binaların yenilenmesi değil, aynı zamanda şehirde yaşayan insanların yaşam kalitesini artırmak, mahalle kültürünü korumak ve çevresel etkileri minimize etmek ön plandadır.
Bu bağlamda, kentsel dönüşüm artık sadece şehirlerin fiziksel dönüşümü değil, aynı zamanda toplumsal refahın artırılması ve gelecek nesillere sürdürülebilir bir çevre bırakılması hedefiyle şekillenen kapsamlı bir süreç olarak tanımlanabilir.
Kentsel Dönüşüm ve Toz Oluşumu
Uzmanlar, 2030 yılına kadar küresel inşaat üretim hacminin %85 oranında artacağını öngörüyor, bu da yaklaşık 15,5 trilyon dolarlık bir ekonomik büyümeye denk geliyor. Bu büyüme, inşaat firmaları için daha fazla iş ve gelir fırsatı anlamına gelse de, ciddi çevresel maliyetleri de beraberinde getiriyor. İnşaat sektörü, küresel ısınmaya önemli ölçüde katkıda bulunan büyük miktarda karbondioksit ve metan salınımına neden oluyor. Altyapı projeleri, kirliliğe yol açarken büyük miktarda atık da üretiyor. İnşaat sektörü, küresel karbon emisyonlarının %25 ila %40’ını oluşturuyor, bu da sektördeki büyümenin çevresel zararlarını artırıyor.
Bir Bimhow araştırmasına göre, inşaat sektörü hava kirliliğinin %23’üne, iklim değişikliğinin %50’sine, içme suyu kirliliğinin %40’ına ve çöp atıklarının %50’sine sebep oluyor.
İngiltere’de yapılan bir çalışma, inşaatın büyük partikül (PM10) kirliliğinin %18‘inden sorumlu olduğunu ve Londra’da bu oranın %30‘u aştığını gösteriyor. Bu kapsamda, Londra’da büyük şantiyeler için dizel motorlu kazıcılar, jeneratörler ve makineler için minimum standartlar belirlenmiştir.
Hindistan Teknoloji Enstitüsü Kanpur’un araştırmasına göre, beton karıştırma süreci Delhi’deki PM10’nun %10’una katkıda bulunuyor. Delhi’deki şantiyelerde yapılan 2015 yılındaki başka bir araştırma ise, etraftaki hava kalitesinin güvenli sınırları 3 kat aştığını ve işçilerin büyük risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmalar, Hindistan’daki tuğla endüstrisinin, siyah karbon emisyonlarının %10’una katkıda bulunabileceği de tahmin ediliyor.
Tozun Sağlık Üzerindeki Etkileri
Özellikle şehir merkezlerinde veya yoğun yerleşim alanlarında yapılan kentsel dönüşüm projeleri, çevredeki hava kalitesini olumsuz etkilemektedir. İnşaat sırasında oluşan tozlar, inşaat alanlarından rüzgarla çevredeki mahallelere yayılarak partikül madde, uçucu organik bileşikler, asbest ve kurşun gibi potansiyel tehlikeli maddeler içerebilir. Bu partiküller solunum yoluyla insan sağlığına zarar verebilecek boyuttaki parçacıkları içermektedir. Bu durum özellikle çocuklar, yaşlılar ve solunum yolu rahatsızlığı olan bireyler için büyük bir risk oluşturur.
Asbest, özellikle 1980’li yıllardan önce binalarda yaygın olarak kullanılan bir yalıtım malzemesidir. Asbest lifleri solunum yoluyla vücuda alındığında ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve özellikle akciğer hastalıklarına neden olabilir. Dünya genelinde birçok ülke, asbestin yeni bina yapımında kullanımını yasaklamış olmasına rağmen, hala kullanımda olan eski binalarda bulunmaktadır. Bu durum, kentsel dönüşüm projelerinde eski binaların yıkımı veya yenilenmesi sırasında asbeste maruz kalma riskini artırır.
Bu nedenle, kentsel dönüşüm projelerinin planlanması ve uygulanması sırasında, toz oluşumunun kontrol altına alınması ve asbest gibi potansiyel tehlikeli maddelerin güvenli bir şekilde yönetilmesi büyük önem taşır. Etkili önlemler alınmadığı takdirde, inşaat faaliyetleri çevre sağlığına zarar verebilir ve toplumda endişe yaratabilir.
Türkiye ve İstanbul’da Kentsel Dönüşüm
2012 yılında Esenler’de resmi bir törenle başlayan kentsel dönüşüm projesi, yaklaşık 7 milyon binayı kapsamaktadır. Bu büyük ölçekli projenin başlatılmasındaki en önemli etken, 636 kişinin hayatını kaybettiği Van Depremi olmuştur. İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bursa ve İzmir gibi deprem kuşağında bulunan iller, öncelikli dönüşüm alanları arasında yer almaktadır.
İstanbul, kentsel dönüşümün en yoğun yaşandığı şehirlerden biridir ve Türkiye’deki toplam riskli binaların %15’ini içermektedir. Şehirde 7’si Anadolu yakasında olmak üzere 19 ilçede kentsel dönüşüm alanı ilan edilmiştir.
Kentsel dönüşüm projelerinin çevresel etkileri, özellikle hava kalitesi üzerinde ciddi sorunlara yol açmaktadır. Kadıköy Belediyesi tarafından yapılan hava kalitesi ölçümleri, Fikirtepe gibi kentsel dönüşüm alanlarında yaşayan insanların sağlığını tehdit eden seviyelere ulaştığını göstermektedir. 2023 yılında Fikirtepe’de PM2.5 seviyeleri 258 gün Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği günlük sınır değeri aşmıştır. DSÖ yıllık ortalama PM2.5 değeri 5 µg/m3 olarak belirlemişken, Fikirtepe’de bu değer 44 µg/m3 olarak kaydedilmiştir, bu da DSÖ’nün belirlediği değerin 9 katıdır. Bu da bize denetimlerin yeterli olmadığını, gerekli tedbirlerin alınmakta yetersiz kalındığını göstermektedir.
Toz Kontrol Yöntemleri ve Sürdürülebilir Çözümler
- Su Püskürtme Sistemleri: İnşaat alanlarında su püskürtme sistemlerinin kullanılması, Özellikle kazı ve hafriyat işlemleri sırasında toz partiküllerinin havada dağılmasını önler.
- Toz Kontrol Perdeleri ve Bariyerler: İnşaat alanlarının etrafına toz tutucu örtüler veya ağlar yerleştirmek, tozun çevreye yayılmasını engeller. Bu örtüler, özellikle rüzgarlı havalarda tozun kontrol altında tutulmasına yardımcı olur.
- Araziye Özgü Kontrol Yöntemleri: ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), kurak veya yarı kurak bölgelerde toprak kurumasının ve yüksek rüzgarların toz taşınmasını artırdığını vurguluyor. En etkili eylem için, toz kontrol önlemleri, sahanın spesifik topografyasına, arazi örtüsüne, toprak özelliklerine ve beklenen yağış miktarına bağlı olarak tasarlanmalıdır.
- İş Güvenliği Önlemleri: İşçilerin kişisel koruyucu ekipman kullanması ve tozla mücadele konusunda eğitilmeleri gereklidir.
- Düzenli Temizlik ve Bakım: İnşaat alanlarının düzenli olarak temizlenmesi ve tozun süpürülmesi, çevre sağlığı için önemlidir.
- Malzeme Kaplama: İnşaat malzemeleri açık alanda saklanıyorsa, üzerlerinin branda veya benzeri malzemelerle kaplanması gerekmektedir. Bu kaplama, malzemelerin toz yaymasını önler.
- Hava Kalitesi Sensörleri: İnşaat projelerinin çevreye olan etkilerini ölçmenin ve yönetmenin önemli bir yolu, uygun maliyetli ve sürekli ölçüm gerçekleştirebilen sensörlerden faydalanmaktır. Bu nedenle, inşaat alanının ve çevredeki toplulukların maruz kaldığı kirlilik seviyelerini doğru bir şekilde belirlemek son derece önemlidir.
İnşaat sektöründe toz kontrolü, çevre yönetimi ve insan sağlığı için kritik bir konudur. Su püskürtme, toz tutucu örtüler ve kapalı depolama alanları gibi basit ancak etkili yöntemlerle tozun yayılması önemli ölçüde azaltılabilir. Ayrıca, yüksek çözünürlüklü bir hava kalitesi izleme ağının kurulması, inşaat faaliyetlerinin çevresel etkilerini ve alınan önlemlerin etkinliğini nicel olarak ölçerek uzun vadeli çözümler sunar. Kentsel dönüşüm projelerinde bu tür önlemlerin uygulanması, daha sağlıklı ve yaşanabilir şehirlerin oluşturulmasına katkı sağlarken çevresel sürdürülebilirliği de güvence altına alır. Bu süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesi, gelecek kuşakların sağlığı ve çevrenin korunması için temel bir adımdır.
Kaynakça
Çakır, E. (2023). 21. Yüzyılda Kentsel Dönüşüm Ve Yeni Eğilimler. Meriç Uluslararası Sosyal Ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, 7(18), S. 118-144.
140journos. (2017). Tüm Boyutlarıyla Kentsel Dönüşüm.
140journos. (2017). Toz Toprak Fikirtepe.
Afable, M. V. (2019). Yeşil Bina – İnşaatın Çevresel Etkisini En Aza İndirmek. Bold Business.
Fuller, G. (2022). İngiltere’deki Büyük Parçacık Kirliliğinin %18’inden Sorumlu İnşaat İşleri. The Guardian.
Marmara Belediyeler Birliği. (2019). Kentsel Dönüşüm Sürecı̇nde Etkı̇n Yıkım Yönetı̇mı̇ Ve İnşaat/Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Semı̇nerı̇.
Safi, M. (2017). Delhi’nin Ölümcül Tozu: Şantiyeler Şehri Nasıl Boğuyor. The Guardian.
Sourceable. (2016). İnşaat İnşaatın Çevre Üzerindeki Etkisi.
Türk Loydu. (2016). Kentsel Dönüşümde Asbest Ve Diğer Zararlı Madde Riskleri Rehberi Ve Kentsel Dönüşüm Uygunluk Sertifikasyonu Esasları.