Hava kirliliği, küresel ölçekte halk sağlığı için en büyük çevresel tehditlerin başında gelmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl hava kirliliği nedeniyle milyonlarca insan hayatını kaybetmekte ve bu toplumlar üzerinde ağır ekonomik ve sosyal yükler oluşturmaktadır.
Türkiye; sanayileÅŸme, hızlı kentleÅŸme ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi gibi faktörlerin etkisiyle hava kalitesi sorunlarıyla mücadele etmektedir. Hava Kalitesi YaÅŸam Ä°ndeksi 2024 raporuna göre Türkiye genelinde en tehlikeli kirleticilerden PM2.5 deÄŸeri, DSÖ standartlarının 4 katından fazladır. Ancak bu kirletici ülke genelinde eÅŸit bir ÅŸekilde dağılmamaktadır. Hava kirliliÄŸinin etkileri, özellikle sosyo-ekonomik düzeyi düşük bölgelerde daha belirgin hale gelmektedir. Son yıllarda yayımlanan hava kalitesi raporları, Türkiye’deki bu eÅŸitsizliÄŸi gözler önüne sermektedir. Hava kirliliÄŸinin saÄŸlık üzerindeki etkileri, özellikle çocuklar, yaÅŸlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için ciddi riskler taşımaktadır.
Bölgesel Eşitsizlikler
Kentsel ve Kırsal Alanlar Arasındaki Farklar
Genellikle şehirleri hava kirliliğiyle özdeşleştiririz ve sanayi ve trafik kaynaklı kirlilik akla ilk gelen sorunlardır. Ancak paradoksal bir şekilde, kentsel alanlar aldıkları önlemler ve sahip oldukları altyapı sayesinde kirliliğin etkilerinden daha az etkilenebilmektedir. Buna karşın, kırsal yerleşimler ve dezavantajlı bölgeler çoğu zaman daha yüksek kirlilik seviyelerine maruz kalmaktadır.
Kırsal kesimlerde ısınma amaçlı katı yakıt kullanımının devam etmesi, hava kalitesini ciddi şekilde düşürmektedir. Romantik köy hayatı tasvirleri, genellikle bu gerçeği göz ardı eder. Kömür ve odun sobalarından çıkan duman, hem ev içi hem de dış ortam hava kalitesini olumsuz etkilemektedir. Akşamları dışarı çıkıldığında hissedilen o keskin duman kokusu ve boğazda bıraktığı tat, bu kirliliğin somut göstergesidir.
Anız yakma, bu tablonun başka bir boyutudur. Tarımsal atıkların bertaraf edilmesi için uygulanan bu yöntem, yasal olarak yasak olmasına rağmen yaygın bir şekilde devam etmektedir. Yetersiz denetimler ve çiftçilerin alternatif yöntemler konusundaki bilgi eksikliği, bu zararlı uygulamanın sürmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak, geniş tarım arazilerinin bulunduğu bölgelerde yaşayanlar, mevsimsel olarak yoğun bir hava kirliliğine maruz kalmaktadır.
Doğu ve Güneydoğu Bölgelerindeki Durum
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) Kara Rapor 2024’e göre, hava kirliliÄŸine baÄŸlı ölümlerin yüzde olarak en yüksek olduÄŸu iller genellikle DoÄŸu ve GüneydoÄŸu bölgelerinde bulunmaktadır. Hakkari, Batman, Şırnak, MuÅŸ, Malatya, IÄŸdır, Åžanlıurfa, AÄŸrı, Osmaniye ve Gaziantep bu listede ön sıralarda yer almaktadır. Bu durum, bölgesel kalkınma farklılıklarının hava kalitesi üzerindeki etkisini açıkça göstermektedir. Ayrıca bir baÅŸka rapor, IQAir’in 2023 Raporu’na göre PM2.5 seviyelerinin en yüksek olduÄŸu bölgeler arasında da IÄŸdır, Osmaniye ve Gaziantep bulunmaktadır.
Türkiye Ä°statistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 Gelir Dağılımı Ä°statistikleri’ne göre, en düşük yıllık ortalama eÅŸdeÄŸer hanehalkı kullanılabilir fert geliri, Van, MuÅŸ, Bitlis ve Hakkari bölgesinde gerçekleÅŸmiÅŸtir. Ä°klim Haber’e 2021 yılında konuÅŸan DoÄŸu Çevre Ãœyesi Mehmet Nuri TaÅŸdemir, doÄŸalgazın bölgede yeni yaygınlaÅŸmaya baÅŸladığını ve düşük kaliteli kömür kullanımının kış aylarında ciddi kirliliÄŸe yol açtığını belirtmiÅŸ, halkın bu duruma ekonomik zorunluluklarla mecbur kaldığını vurgulamıştır.
Bu bölgelerdeki en önemli sorunlardan biri, hava kalitesi ölçüm istasyonlarının yetersizliğidir. İstanbul gibi büyükşehirlerde onlarca ölçüm cihazı mevcutken, Hakkari gibi illerde sadece 1 cihaz bulunmaktadır. Bu eksiklik, mevcut hava kirliliğinin tam anlamıyla tespit edilmesini ve raporlanmasını engellemektedir. Kirlilik seviyelerinin izlenememesi, yerel yönetimlerin kirlilikle ilgili önlem almasını geciktirebilir ve halkın bu sorunun farkına varmasını zorlaştırabilir.
Endüstriyel Bölgelerin Etkisi
Plansız kentleÅŸme ve sanayi bölgelerinin yerleÅŸim alanlarına yakın konumlandırılması, ciddi toz ve gaz sorunlarına yol açmaktadır. Bu durum, özellikle sanayi faaliyetlerinin yoÄŸun olduÄŸu bölgelerde yaÅŸayan insanlar için büyük bir tehdit oluÅŸturmaktadır. Greenpeace Türkiye’nin 2023 yılı analizine göre, Karatay-Karkent (Konya) ve Merkez (Batman) gibi endüstriyel bölgeler, Türkiye’nin en kirli hava kalitesine sahip yerleri arasında yer almaktadır.
Hava Kirliliği Algısı
Hava kirliliÄŸi algısı, sorunun çözümünde kritik bir rol oynamaktadır. BaÅŸarılı önleme ve hafifletme stratejileri geliÅŸtirmek için risk algılarını anlamak anahtardır. Risk algıları, “insanların inançlarını, tutumlarını, yargılarını ve duygularını ve ayrıca tehlikelere ve faydalarına yönelik benimsedikleri daha geniÅŸ kültürel ve sosyal eÄŸilimleri” içeren bir kavram olarak tanımlanabilir. Hava kirliliÄŸi konusunda halkın risk algısını ÅŸekillendirmenin anahtarı, hava kirliliÄŸinin tanımlanması ve bu olgunun doÄŸru bir ÅŸekilde anlaşılmasıdır. Gerçekten de, hava kirliliÄŸi böyle kabul edilmezse, bireyler buna göre hareket etmeyecek ve gerekli önlemleri almayacaktır.
Bu reaksiyonlar, koruyucu önlemlerle doğrudan veya kişisel düzeyde hava kirliliği seviyelerini azaltan davranışlarla (örneğin, araba kullanımındaki değişiklikler) dolaylı olarak sağlığı etkileyen (bireysel) davranış değişikliklerinden oluşabilir. Ayrıca, vatandaşların kolektif eyleme katılmaları için risk farkındalığı da son derece önemlidir. Farklı aktivizm biçimleri veya dereceleri yoluyla, bireylerin yerel, bölgesel veya ulusal hükümetler tarafından başlatılan politika girişimlerini desteklemeleri ve çağrıda bulunmaları, hava kirliliğiyle mücadelede etkin bir yol sunmaktadır.
Araştırma Bulguları
Greenpeace Türkiye’nin 2020 yılında yayınladığı Türkiye’de Hava KirliliÄŸi Algısı araÅŸtırması, bu konuda önemli bulgular ortaya koymaktadır. AraÅŸtırmanın bulgularına göre:
- Öncelikli Çevre Sorunu: Katılımcıların %39’u Türkiye’nin en büyük çevre sorunu olarak “hava kirliliÄŸi”ni görmektedir. Çevre kirliliÄŸi genel olarak sorulduÄŸunda ise katılımcıların %52’si hava kirliliÄŸini ilk sırada belirtmiÅŸtir.
- Kirlilik Kaynakları Algısı: Hava kirliliğini oluşturan etkenler şu şekilde sıralanmıştır:
- Motorlu taşıtların ve arabaların yarattığı kirlilik / egzoz kirliliği
- Sanayinin ve fabrikaların yarattığı kirlilik
- Kentlerde yeşil alanların azalması
- Isınma amacıyla ortaya çıkan gazlar ve duman
- Ormansızlaşma ve ağaçların azalması
- Kömürlü termik santraller
- Genel Durum DeÄŸerlendirmesi: Her iki kiÅŸiden biri, Türkiye’nin hava kirliliÄŸi açısından durumunu “kötü” olarak tanımlamaktadır.
- KiÅŸisel Deneyimler: AraÅŸtırmaya katılanlar arasında, hava kalitesinin yaÅŸam kalitesi üzerindeki etkisine dair kiÅŸisel deneyimler paylaşılmıştır. ÖrneÄŸin, bir katılımcı Ä°stanbul’daki hava kirliliÄŸinin kendisini nasıl yorgun ve mutsuz hissettirdiÄŸini, buna karşın Trabzon’da daha temiz hava soluyarak daha dinç uyandığını belirtmiÅŸtir.
Mevsimsel Farklılıklar ve Algı
Hava kirliliÄŸi algısı mevsimsel olarak da deÄŸiÅŸiklik göstermektedir. Kış aylarında, özellikle ısınma kaynaklı kirlilik nedeniyle, sorun daha görünür hale gelmekte ve insanların gündeminde daha fazla yer almaktadır. Ancak yaz aylarında kirlilik genellikle daha az görünürdür, bu da yanıltıcı bir “temiz hava” algısı yaratır. Bu durum, hava kirliliÄŸinin yıl boyunca süren bir sorun olduÄŸu gerçeÄŸinin göz ardı edilmesine neden olabilmektedir. Ä°nsanlar yazın daha fazla dışarıda vakit geçirmekte, bu da aslında kirliliÄŸe daha fazla maruz kalınmasına neden olmaktadır.
Sonuç
Hava kirliliği ile mücadelede izleme çalışmalarının artırılması ve anlık veri takibi, halk sağlığını korumak ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için kritik öneme sahiptir. Vatandaşların bu verilere erişim sağlaması, yalnızca bireysel sağlıklarını korumalarına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal katılımı teşvik ederek çevresel sorunlara karşı daha etkin bir mücadeleye katkıda bulunur. Bu nedenle, hava kalitesi izleme sistemlerinin güçlendirilmesi, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılması, gelecekte daha temiz bir hava için atılacak önemli adımlardır.
Kaynakça
Alpay, E. T. (2024). Yazın Hava Kirliliği Nereye Kayboluyor? Greenpeace Türkiye.
Greenpeace Türkiye. (2020). Türkiye’de Hava KirliliÄŸi Algısı.
Greenpeace Türkiye. (2024). 2023 Yılının Havası En Kirli 20 Bölgesi Belli Oldu.
IQAir. (2024). Dünyanın En Kirli Şehirleri.
İklim Haber. (2021). Doğu Anadolu’daki Hava Kirliliğinin Kaynağı Neler?.
Noël, C., Landschoot , L., Vanroelen, C., & Gadeyne, S. (2022). The Public’s Perceptions of Air Pollution. What’s in a Name? Environmental Health Insights, 16, 11786302221123563.
Temiz Hava Hakkı Platformu. (2024). Kara Rapor 2024.
Türkiye İstatistik Kurumu. (2024). Gelir Dağılımı İstatistikleri, 2023 (Düzeltilmiş).