Günümüzde, şehirlerde yaşayan bireylerin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri trafik sıkışıklığı ve buna bağlı olarak artan hava kirliliği olarak öne çıkmaktadır. Bu sorunlar ekonomik kayıpların yanı sıra çevresel ve sağlık sorunlarına da yol açmaktadır. Trafik sıkışıklığının azaltılması ve hava kalitesinin iyileştirilmesi için etkili çözümler aranmaktadır. Bu çözümlerden biri de trafik tıkanıklık fiyatlandırması politikası yer almaktadır.
Trafik Sıkışıklığı Nedir?
Trafik sıkışıklığı, günümüz modern şehir yaşamının kaçınılmaz bir sonucudur. Arabaların yaygınlaşmasıyla birlikte, şehirlerdeki araç trafiği artmakta ve bu da yolların kapasite sınırlarını aşarak tıkanıklığa neden olmaktadır. Özellikle, 20. yüzyılın başlarında Ford’un T Modeli gibi araçların üretiminin artmasıyla, 1895 yılında Amerika’da kayıtlı otomobil sayısı 4 iken bu rakam 1900 yılında 8000’e yükselmiştir. Benzer şekilde İngiltere’de de 20. yüzyıl boyunca motorlu taşıt sayısında ciddi artışlar yaşanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri Ulaştırma Bakanlığı’na göre trafik sıkışıklığı iki ana türde ortaya çıkıyor: tekrarlayan ve tekrarlamayan.
Tekrarlayan trafik sıkışıklığı, her gün düzenli olarak meydana gelen ve yolların fiziksel olarak daha fazla aracı kaldıramadığı durumlarda ortaya çıkar. Bu durum, genellikle sabah ve akşam iş saatlerinde yaşanan yoğunluklarla kendini gösterir. Diğer yandan, tekrarlanmayan tıkanıklık, ani aksaklıklar veya dış etkenlerden kaynaklanan geçici sorunlarla ilişkilendirilir. Kötü hava koşulları, kaza gibi anlık durumlar, trafik akışını olumsuz etkileyerek geçici tıkanıklıklara yol açabilir.
Trafik Sıkışıklığının Etkileri
- Acil Durum Müdahalelerinin Gecikmesi: Trafik sıkışıklığı, acil durum araçlarının, özellikle yangın söndürme araçlarının ve ambulansların hızlı bir şekilde olay yerine ulaşmasını engelleyebilir. Bu gecikmeler, yangınla mücadeleyi zorlaştırabilir, hayati öneme sahip tıbbi müdahalelerin zamanında gerçekleştirilmesini engelleyebilir ve suç olaylarına hızlı bir şekilde müdahale edilmesini engelleyebilir. Her geçen saniye, bir canın kurtarılması veya kaybedilmesi anlamına gelebilir.
- Hava Kalitesinin Bozulması: Çoğu araç, egzozlarından çeşitli kirleticileri atmosfere salar. Bu kirleticiler, hava kalitesini olumsuz etkileyerek sağlık sorunlarına neden olabilir. Özellikle otoyol yakınlarında yaşayan topluluklar, hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde yaşarlar. Bu durum, solunum yolu hastalıklarının artmasına, astım oranlarının yükselmesine ve genel sağlık durumunun kötüleşmesine yol açabilir. Ayrıca, küresel sera gazı emisyonlarının beşte biri ulaşım sektöründen kaynaklanmaktadır, bu da iklim değişikliğine katkıda bulunur.
- Stres ve Psikolojik Etkiler: Uzun süren trafik sıkışıklıkları, sürücülerde ve yolcularında stres ve sinirlilik hissini artırabilir. Uzun süreli oturma ve hareketsizlik, fiziksel rahatsızlıklara ve uykusuzluğa neden olabilir. Bu da sürücülerin dikkatini dağıtabilir ve trafik kazalarına yol açabilir.
- Kent Yaşamına ve Toplumsal Bağlara Etkisi: Yıllar boyunca devam eden ve araç trafiğini önceliklendiren kent planlama yaklaşımı, sokak ve mahalle hayatının kaybına, kent sakinlerinin kentleriyle olan bağlarının zayıflamasına, kamusal güvenlik sorunlarının artmasına, insanların çevrelerinde izole hale gelmesine ve özel araca sahip olmayan veya ulaşım imkanları kısıtlı olan grupların hareketlilik açısından sınırlanmasına neden olmuştur.
- Ekonomik Kayıplar: Trafik sıkışıklığı, ekonomik açıdan geniş kapsamlı olumsuz etkilere sahip bir sorundur. İş gücünün verimliliğini azaltarak şirketlerin üretim süreçlerini etkiler, taşıma maliyetlerini artırır ve ticaretin akışını aksatabilir. Ayrıca, yatırım ve inovasyonu engelleyerek uzun vadede ekonomik büyümeyi kısıtlar. Teksas Ulaştırma Enstitüsü, 2000 yılında en büyük 75 metropol alanının 3,6 milyar araç-saat gecikme yaşadığını ve bunun 5,7 milyar galon boşa harcanan yakıt ve 67,5 milyar dolarlık üretkenlik kaybına neden olduğunu tahmin etmiştir.
Tıkanıklık Fiyatlandırması: Uygulama Örnekleri
Tıkanıklık fiyatlandırması trafik sıkışıklığını azaltmak için araç kullanımını düzenleyen bir politikadır. Bu yaklaşım belirli zaman dilimlerinde veya belirli bölgelerde araç kullanımını ücretlendirerek trafik yoğunluğunu azaltmayı hedefler. Nobel ödüllü ekonomist William S. Vickrey tarafından 1960’larda ortaya atılan bu fikir, 1975’te Singapur’da ilk kez uygulanmış ve büyük başarı elde etmiştir. Bu sistem, sonraki yıllarda Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde, örneğin Milan, Stockholm ve Londra gibi, yaygın olarak benimsenmiştir.
Trafik sıkışıklığı fiyatlandırması uygulanan şehirlerde trafik sıkışıklığında %10 ila %40 arasında bir azalma görülmüştür. Ayrıca, toplu taşıma kullanımında %5 ila %15 arasında artış olduğu ve hava kirliliğinin azaldığı gözlemlenmiştir. Örneğin, Stockholm’de yedi ay süren bir pilot uygulama sonucunda, nitrojen oksit seviyelerinde %8,5 ve partikül madde miktarında %13’lük bir düşüş kaydedilmiştir.
İstanbul’da Trafik Sıkışıklığı ve Hava Kirliliği Sorunu
2021 yılında, İstanbul’un sera gazı emisyonları ülke genelindeki emisyonların yaklaşık %10’unu oluşturdu. Bu emisyonların büyük bir kısmı enerji tüketiminden (%64) kaynaklanırken, ulaştırma sektörü (%28) de önemli bir paya sahiptir. Karayolu, demiryolu ve denizyolu taşımacılığı, şehirdeki sera gazı emisyonlarının ana kaynakları arasında yer alırken, havacılık sektörü de eklenirse bu oran daha da yükselmektedir.
INRIX’in 2022 Global Traffic Scorecard listesine göre, İstanbul dünyanın en yoğun trafik yaşanan şehirleri arasında 16. sırada yer almaktadır. Ortalama trafikte kaybedilen zamanın 89 saat olduğu belirtilmektedir. Kıtalara göre ayrılan listenin Asya kısmında ise İstanbul ilk sırada.
Trafik sıkışıklığına ek olarak, İstanbul’da hava kirliliği de endişe verici bir seviyededir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’nin hava kalitesi ölçümlerine göre, 2021 yılında ortalama partikül madde (PM10) konsantrasyonu 38,2 µg/m3 iken, bu rakam 2022’de %9’luk bir artışla 41,5 µg/m3’e yükselmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiye ettiği üst limit ise yılda ortalama 15 µg/m3’tür. Bu durum, İstanbul’un hava kirliliği konusunda ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu göstermektedir.
İstanbul Tıkanıklık Fiyatlandırması
İstanbul, 2019’da düzenlenen C40 Belediye Başkanları Zirvesi’nde İBB tarafından “Deadline 2020” taahhüdüyle önemli bir adım attı. Bu taahhüt, İstanbul’un 2050’ye kadar karbon nötr ve dirençli bir kent olma hedefini benimsedi.
Bu hedef doğrultusunda, İstanbul’un sürdürülebilirlik ve dirençlilik yolculuğunu hızlandırmak amacıyla Şehirlerde Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik için Avrupa Birliği Desteği (İstanbul SKUP) oluşturuldu. Paydaşların katılımıyla şekillenen bu plan, “Düşük Karbona Geçiş”, “Kesintisiz Aktarma ve Entegrasyon” ve “Trafik Tıkanıklığının Azaltılması” olmak üzere üç temel tema altında 26 ana projeyi içeriyor.
Düşük karbona geçiş tema kapsamında, kentin ulaşım sistemini çevre dostu hale getirmeyi ve sera gazı salımlarını azaltmayı hedefleyen projelerden biri, Düşük Salım Bölgeleri (DSB) uygulaması. Bu uygulama sayesinde, standartlara uymayan araçlar belli bölgelere giremeyecek; ancak “kirleten öder” prensibiyle belirlenen ücreti ödeyerek bu bölgelere giriş yapabilecekler. İlk DSB pilot projesi Eminönü’nde (Tarihi Yarımada) hayata geçirilecek ve daha sonra Kadıköy’de (Moda) uygulanması planlanıyor. “Tıkanıklık Fiyatlandırması” adı verilen bu uygulama, trafik sıkışıklığını azaltma amacı güden yenilikçi bir yaklaşım olarak dikkat çekiyor.
Sonuç
Trafik sıkışıklığı ve hava kirliliği, şehirlerde yaşayanların önemli sorunları arasında yer alıyor. Ancak tıkanıklık fiyatlandırması gibi yenilikçi politika ve uygulamaların benimsenmesi, bu sorunların çözümünde önemli bir adım olabilir. Özellikle İstanbul gibi büyük metropollerin, tıkanıklık fiyatlandırması politikasını ciddi bir şekilde değerlendirmesi ve uygulaması, daha temiz, daha güvenli ve daha yaşanabilir bir şehir ortamının oluşturulmasına önemli katkılar sağlayabilir. Bu politika, bölgenin trafik sıkışıklığının en yoğun olduğu merkezi bölgelerde trafiği azaltarak ve toplu taşıma sistemlerine yönelik önemli finansal kaynakları artırarak etkili bir şekilde çalışacaktır.
GEOTAB. (2021). What causes traffic congestion? https://www.geotab.com/blog/traffic-congestion/
Haberport. (2023). İstanbul’un trafik sorununa dev çözüm: SKUP. https://www.haberport.com/gundem/istanbul-un-trafik-sorununa-dev-cozum-skup-105824h
INRIX. (2023). INRIX 2022 Global Traffic Scorecard. https://inrix.com/scorecard/
İstanbul Planlama Ajansı. (2023). KENT GÜNDEMİNE BAKIŞ: İstanbul’da Sürdürülebilir Ulaşıma Doğru.https://ipa.istanbul/wp-content/uploads/2023/11/KENT-GUNDEMI-SURDURULEBILIR-ULASIM-2.pdf
Ley, A. (2023). Congestion Pricing Is Coming. Its Opponents Are Still Furious. The New York Times: https://www.nytimes.com/2023/12/01/nyregion/congestion-pricing-report-nyc.html
Robare, M. (2023). The Cost of Congestion. URBANSDK: https://www.urbansdk.com/blog/traffic-congestion-cost
Trafton, A. (2009). Mathematicians take aim at ‘phantom’ traffic jams. MIT News Office: https://news.mit.edu/2009/traffic-0609
US DOT. (2022). Congestion: A National Issue. US DOT: https://ops.fhwa.dot.gov/aboutus/opstory.htm
Uyduranoğlu, P. D. (2024). Trafik Sıkışıklığı Fiyatlandırması İstanbul’a Çare Olabilir. İklim Haber: https://www.iklimhaber.org/trafik-sikisikligi-fiyatlandirmasi-istanbula-care-olabilir/